“OSB’LERİMİZ EN ZOR ŞARTLARDA BİLE ÜRETİMDEN VAZGEÇMEYEREK, SÜRDÜRÜLEBİLİR SANAYİ ÜRETİMİNE KATKI VERİYOR”


Tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz de enflasyonist baskı altında. Uzun dönem hayatımızdan çıkardığımız yüksek enflasyon maalesef, Covid-19 pandemisi ve ardından Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle yeniden gündemimize geldi.

Ancak bununla beraber, Covid-19 pandemisinin yeniden şekillendirdiği küresel tedarik zincirlerine eklemlenen sanayi alt yapımızla çok da önemli bir avantaj yakaladık.

Bir yandan hammadde, enerji, lojistik gibi her alanda artan maliyetler ve bu sürecin getirdiği yüksek enflasyonla mücadele ederken, aynı zamanda çok önemli bir avantaj kazandık. Cumhuriyetin 100. yılına girerken elde ettiğimiz bu fırsat aslında topyekun hepimizin odaklanması gerektiği bir alanı işaret ediyor.

Ülkemizin yakaladığı bu fırsata en güçlü katkıyı da, organize sanayi bölgelerimiz veriyor. Organize sanayi bölgeleri olarak en zor şartlarda bile üretimden asla vazgeçmeyerek, sürdürülebilir sanayi üretimine aralıksız katkı veriyoruz.  Bugün 81 ilimizde, sayıları 373’e ulaşan organize sanayi bölgemizdeki işletme sayımız 67 bini aştı. Organize sanayi bölgelerimizdeki istihdam 2 milyon 416 bine ulaştı. 

 

YATIRIM İŞTAHINI DOĞRU YÖNETMELİYİZ

Ekonomideki bütün zorlu şartlara rağmen, yatırımcılarımızın organize sanayi bölgelerimize gösterdiği ilgi ise memnuniyet verici bir şekilde devam ediyor.

Ancak maalesef pek çok OSB’miz yeni yatırım alanları üretmekte ve yatırımcılarımıza tahsis yapmakta zorlanıyor. Oysaki, planlı sanayi alanlarımızı hızla artırarak, yatırımcılarımızın yatırım iştahını doğru yönetmek zorundayız. Bunun için de, ülkemizdeki sanayi alanlarını en az iki katına çıkarmamız lazım.

Bugün ülkemizde toplam 280 bin hektar sanayi alanımız var, bu alanın da 110 bin hektarı OSB alanı. Gelişmiş ülkelerdeki sanayi alanlarına bakacak olursak; İtalya’da 650 bin hektar, Fransa’da 922 bin hektar, Almanya’da 1.5 milyon hektar sanayi alanı var. Dolasıyla bizim bu ülkelerle rekabet edebilmemiz için, sanayi alanlarımızı planlı bir şekilde ve hızla bu rakamlara ulaştırmamız gerekiyor.

Ayrıca OSB’lerin kuruluş aşamasındaki yer seçimi süreçleri de maalesef çok uzun sürüyor. Yatırım iştahını olumsuz etkileyen bu süreler mutlaka kısaltılmalı,  OSB’lerin yer seçimi sürecinde ilgili kurum ve kuruluşların görüş vermesi süreye bağlanmalıdır.

Diğer bu konu da acele kamulaştırma meselesi. Doğrudan yatırım süreçlerinin kısaltması, yatırım ortamını iyileştirmesi, hızlı sanayi alanı üretimine destek sağlaması için acele kamulaştırma uygulamasının OSB’ler için de yapılabilmesi son derece faydalı olacaktır. İlgili bakanlık, OSB’ler adına acele kamulaştırma yapabilmelidir.

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu olarak, ülkemizin yatırım iştahını besleyecek, planlı sanayi alanlarımızı hem nicelik hem de nitelik olarak artıracak bu tür taleplerimizi sürekli çalışıyor, ilgili bakanlıklarımızla, kamu kurum ve kuruluşlarımızla paylaşarak takibini yapıyoruz.